Cisco Systems Türkiye Sistem Mühendisi Fuat Kılıç ile röportajımız

Bilişim sektöründe bir kariyer planlaması yaparken, başvuru yapacak olan kişilerde hangi özelliklerin önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Bilişim sektörü o kadar geniş ve büyük bir sektör ki çok değişik çalışma alanları ve pozisyonlar vaat ediyor bizlere. Bence Bilişimde Genç Hareket projesindeki gönüllü eğitmenler, bu alandaki kariyerlerine en iyi noktadan başlıyorlar. Mottonuzda olduğu gibi, bir şeyi öğrenmenin en iyi yolunun, öğretmekten geçtiğini ben de bizzat yaşadım ve anladım. CNAP akademisine, değişik yerlerde staj yaparken kayıt oldum. Laboratuarlarda eğitmenlere asistan olarak yardımcı oldum ve daha sonra aldığım eğitimleri diğerlerine verdim (birkaç kur İTÜ’de ve daha sonrasında yakın çevreme). Bilişim sektörü kişi ve karakter yapısı olarak insanları sürekli öğrenmeye açık olmaya teşvik ediyor ve şahsen bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Öğrendiklerinizi başkalarına öğretirken mutlaka bir bilgi pekiştirmesi oluyor ve eksik olduğunuz konularda sizi daha iyi öğrenmeye teşvik ediyor.

Çeşitli NetAcad eğitimlerine katıldıktan ve sertifikasyon sağladıktan sonra, arkadaşlarımızın bilişim sektörü içinde çalışabileceği üç farklı alan var: firmaların IT departmanlarında, IT firmalarına sistem entegratörlüğü veren şirketlerde (IBM ya da Koç sistem gibi) veya üretici firmalarda (Cisco gibi) çalışılabilir. Dünyada ağ dili ortaktır ve bu kursu bitiren kişiler, tüm bu yerlerde çalışabilecek düzeye geliyorlar. Her bir yerde çalışmanın ayrı bir zevki ve değişik sorumlulukları bulunuyor.

Mesela farklı farklı pozisyonlar var. Her pozisyonunsa kendine göre birincil ihtiyaçları var. Eğer bir firmanın ‘destek’ fonksiyonlarında çalışılacak ise, kişinin uygulama becerilerinin iyi olması ve CCNA ve CCNP kurslarındaki bilgilere hakim olması gerekli. Çünkü hem sistemin kendisini hem de ürünlerin özelliklerini iyi bilinmesi gerekiyor. Eğer bir firmanın ‘satış temsilcisi’ olmak istiyorlarsa, sorun çözebilme ve sunum tekniklerinin çok önemli olduğunu söyleyebilirim. IT sektöründe satış temsilcisinin dahi karşısında muhatap olduğu insanlar, teknik detaylara hakim oluyorlar. Dolayısıyla hiçbir şey bilmeyen ya da bildiğini aktaramayan bir çalışanın bir ürünü satması mümkün değil. Bu alanda, teknik bilgiye sahip satışçı arkadaşların ihtiyacı çok çekiliyor.

Dünyada kadınların bilişim sektörüne olan ilgisinin ve bu alanda çalışma yetisinin arttırılması hedefleniyor. Fakat kadınların genel görüşleri, bu alanın çok ‘sıkıcı’ ve daha çok ‘erkek işi’ olduğu gibi yanlış kanılara dayanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bilişim sektöründe her insan tipine, her karaktere uygun meslekler olduğuna inanıyorum. Bu sadece Cisco için geçerli değil. İşe teknik taraftan başlayıp diğer pozisyon ya da alanlara geçişin kolay olduğunu görüyorum. Sektörün talep ettiği işlerinse ‘sıkıcı’ olduğu kanısını kesinlikle paylaşmıyorum. Çünkü yaptığımız işlerde sürekli bir öğrenme sürecimiz var, hatta öğrenmekten bıktığımız zamanlar bile oluyor. (gülüyor)

IT sektörü hayatımızın o kadar içindeki. Artık telefonumuzda internetin olmadığını düşünemiyoruz, benzer şekilde firmalarda da böyle. Değil bu tür bağlantıların kesilmesi, anlık bir ağın kaybolması bile firmalara çok ciddi paralar ve repütasyon kaybına yol açıyor. Dolayısıyla IT sektörü, çok kritik önemde bir alan. Sektörün bu öneme sahip olması, insanlarda ‘baskı’ ya da ‘zorluk’ kanısı yaratabilir ancak bugün bu neredeyse tüm meslekler için geçerli. Dolayısıyla sadece IT sektörüne özel bir ‘sıkıcı’lık ya da ‘zor’luk fikrinin olduğunu ben paylaşmıyorum.

IT sektöründe ve özellikle ağ tarafında bir kariyer planlamasına doğru gidiliyor. Bunun diğer sektör ya da çalışma alanlarına göre farklılıkları ya da benzerlikleri nelerdir?

Network kadar kritik bir sektörde çalışırken, daimilik önemli. Müşteri ihtiyaçlarına odaklı çalışıldığı için, izin günlerimizin buna göre planlanması gerekiyor çünkü ofiste ve sahada sürekli aktif bir iş gücüne ihtiyaç bulunuyor. Nasıl bir şubenin çalışmaması bir banka için çok önemli para ve değer kaybı yaratabilecek güçtüyse, bu IT sektörü için de böyle. Ancak kişisel olarak yaptığımız işin tatmin duygusu yarattığını söyleyebilirim. Hem maddi olarak hem de iş tatmini açısından çevremdeki insanları IT sektöründe bir kariyer planlamasına yönlendiriyorum.

İnsan kaynağı açısından, IT sektörü nasıl bir insan yapısına ihtiyaç duyuyor? Dünyadaki durumla karşılaştırdığımızda, Türkiye’de durum ya da nitelik ayrışması var mıdır?

İnsanları tek bir kalıba sokmayı istemem. Fakat genel olarak sektörün ihtiyaç duyduğu karakter yapısı, kendini işine veren, sunum tekniklerini iyi bilen, esnek zamanlı çalışabilecek ve kesinlikle iş ve özel hayat dengesini düzgün bir şekilde yapabilecek kişilerdir. Genel olarak bakacak olursak, sektörün bu alanda talep ettiği karakter nitelikleri büyük şirketlerde çalışan kişilerden çok da farklı değil.

Ancak Türkiye’de IT sektöründe duyulan en büyük ihtiyaç, bir alanda uzmanlaşmayı sağlamaktır. (CCNA bu işin temelidir, CCNP ise bunun devamını sağlar.) Aslında CNAP kurs porfolyösunden de görülebileceği gibi, dünyada ve Türkiye’de çok değişik ve çeşitli uzmanlık alanları açılıyor ve CNAP bunları eğitim içeriklerine yansıtıyor. Bugün bile ben ‘security’ ya da ‘wireless’ eğitimini alıp almama açmazına düşebiliyorum. Halihazırda neye ihtiyacım varsa, hangi bilginin eksikliğini duyuyorsam ona çalışıyor ve uzmanlaşıyorum. Bizim burada (Cisco) gerçekten sadece konusunda uzmanlaşmış, alanında müşterinin ve çalıştığı yerin ihtiyaçlarını giderebilecek kişilere ihtiyacımız var. Her şeyi bilip, hiçbir konuya tam olarak hakim olamayan kişiler sektör açısından önemli bir sıkıntı yaratıyor. CCNA’de gördüğümüz temel bilgilere (routers, switch) ve bu alanlardaki bilgi birikimine herkesin ihtiyacı var ancak bunlara ilaveten kesinlikle değişik bir alanda uzmanlaşmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Peki, şu anda sektörün talep ettiği ya da sizin öngördüğünüz, gelecekte kritik öneme sahip olacağını düşündüğünüz yoğunlaşılması gereken bir uzmanlık dalı var mıdır?

Şu anda her uzmanlık alanında önemli bir ihtiyaç ve fırsat olduğuna inanıyorum. Genel olarak baktığımızda, bunları şu ana başlıklara ayırabiliriz: wireless, security, video, voice ve datacenter.

Wireless tarafından başlarsak, öneminin günden güne arttığını görüyoruz. Sadece dizüstü bilgisayarlarımızda değil ama her yerde buna ihtiyacımız var. Operasyonel teknolojiler wireless teknolojilerine doğru kayıyor. Evimizdeki kameralar, diskler vb. sürekli olarak wireless teknoloji kullanımını gerektirir hale geliyor. Dolayısıyla ağ bağlantılarının kullanım sıklığı ve önemi gitgide artar durumda. Yeni uygulamalar arttıkça, kullanıcılar ve firmalar tarafından yeni talepler geldikçe, wireless tarafında ciddi açılımlar olacak ve Türkiye’de bu açıdan çok büyük potansiyel mevcut.

Ses tarafına bakacak olursak, Voice over IP sistemlerinin artık belli bir noktaya geldiğini ve hemen hemen tüm kurumların artık ses trafiklerini IPler üzerinden taşıdığını görmekteyiz. Video’ysa artık yeni bir ‘ses’ haline geldi. Şirketlerde çok ciddi bir kullanım aracı ve bir bakıma dışarıya bakan yüzleri haline geldi. Mesela bir banka şubesini düşünelim. Gelecekte konu uzmanları, her bankada fiziksel olarak bulunmayacak. Onun yerine fiziksel bir video seti olacak, yaşanılan sıkıntılar veya destek alınmak istenen konularda bu video seti aracılığıyla konunun uzmanına bağlanılacak ve sorunlar bu şekilde giderilmeye başlanılacak.

Security kısmına bakarsak, günümüzde Anonymous, Redhack, Wikileaks vs gibi gruplar çoğalmaya başladı ve bu, şirketler açısından çok büyük bir güvenlik tehdidi yaratıyor. Bu riskler ve güvenlik tehditleri yalnızca şirketlere dışarıdan değil, içeriden de geliyor- mesela, bilgilerin kaybedilmesi gibi endişeler şirketler açısından çok yaygın hale geldi. Tüm bu bilgiler, ‘ağ’lar üzerinden yürüdüğü için ‘security’ hiçbir zaman popülerliğini kaybetmeyecek bir konu. Yeni nesil güvenlik trendiyse, ‘görünürlülük’ – yani kurumlar tarafından şöyle endişeler mevcut: ‘benim kullanıcım nereye ulaştı, ben ona ne kadar bant genişliği verdim’ vs gibi kullanıcının her yaptığına hakim olmak kaygısı zirveye çıktı.

Son olarak ‘datacenter’ tarafına bakacak olursak, server alanında ciddi gelişmeler oldu ve yeni nesil cloud sistemleri alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Storage network ve IP network alanlarında yeni trendler sürekli olarak gelişmeye devam ediyor ve bunlar da gelecekte son derece önemli olacaklar.

Dolayısıyla, önemli olan IT sektöründe herhangi bir uzmanlık alanı belirlemek… Çünkü her konunun ayrı bir yolu var. Yeter ki sektörün kendisinin ve sunduğu değişik çalışma alanlarının geleceğini yakından takip etsin arkadaşlarımız. Belli bir uzmanlaşmayı gerçekleştirdikten sonra her uzmanlık alanında bir kariyer kapısı olduğunu görüyorum.

Ağ teknolojisinde bir kariyer planlaması yapılması son derece önemli; bunun nedeni ise, her ne kadar IT sektöründeki diğer meslek alanlarına nazaran daha görünmeyen kısımda yer alsa da, ağ teknolojileri IT sektöründeki en kritik alandır.

Son olarak, sektördeki diğer çalışma alanlarıyla kıyasladığımızda neden ağ teknolojisi üzerine bir kariyer planlaması yapmalıyız? Sizi bu alanda çalışmaya iten faktörler nelerdi?

Bunu irdelemek için ağ teknolojilerinin ülkemizde olduğu noktayı konuşmakta fayda görüyorum. Avrupa’da gayri safi milli hasılası yüksek ülkelere baktığımızda ve Türkiye gibi büyüme gösteren ekonomileri incelediğimizde, bu ülkelerin ve şirketlerin IT alanında çok ciddi yatırımlar yaptığını görüyoruz. Bunun en temel sebebiyse, ağ teknolojilerinin ekonomiler için ciddi bir rekabet gücü sağlaması. Türkiye’ye baktığımızdaysa, ağ tarafının halen doyuma ulaşması uzak bir noktada olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ağ teknolojilerinde halen daha gidecek uzun bir yolumuz var; bu da bu konuda uzmanlaşacak olan insanlara çok büyük ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Ciddi bir kariyer potansiyeli ve eleman ihtiyacı var. Bu anlamda, arkadaşlarımızın kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Sertifikasyon bunun bir parçası, ancak tabiî ki de tek başına yeterli değil. Belgeleri alıp bir köşede oturmamak gerekiyor; sürekli kendimizi dört koldan geliştirmek, uygulamalı pratikler yapmak lazım. Sorun çözmeyi öğrenmek, laboratuar ortamlarını tanımak son derece önemli ve bu da işimizin en zevkli noktalarından biri. Bu alanda kariyer yapmayı düşünen arkadaşlarımızın mütevazi olup, çeşitli staj, part-time iş tecrübeleri vs gibi tecrübeler elde etmesi gerekli. Tüm bunları yaparken bir yandan sertifikasyon ve sürekli kendini geliştirmenin ihmal edilmemesi gerekiyor. Başarıya giden kolay hiçbir yol yok, sürekli çalışmak ve kişisel gelişiminize yatırım yapmanız son derece önemli.

İnternet 4 yılda, 4 kat büyüyecek!

Cisco’nun yıllık olarak açıkladığı VNI (Görsel Ağ Endeksi- Visual Networking Indexs) tahminine göre 2011-2016 yılları arasında tüm dünyada cihaz ve bağlantı sayısı 19 milyara çıkacak.

Ağ teknolojilerinde kendini kanıtlamış bir marka olan Cisco, Internet Protokolü (IP) ağ büyümesi ve eğilimlerini değerlendirdiği Cisco Visual Networking Index (VNI) Forecast (2011-2016) raporunu açıkladı.  2011–2016 yılları arasındaki büyüme tahminlerini içeren rapor, tüm dünyada özel ve genel ağlardan geçmesi beklenen IP trafiğindeki dikkate değer artışı gözler önüne seriyor.

Rapora göre 2016 yılı itibari ile yıllık global IP trafiğinin 1,3 zetabit (1 zetabit 1 trilyon gigabite eşittir) olması bekleniyor. Sadece 2015-2016 yılları arasında IP trafiğindeki artışın ise 330 eksabitten fazla olacağı öngörülüyor. 2011 yılındaki tüm global IP trafiğine yakın (369 eksabit) olan bu dikkat çekici trafik artışına ve hizmet penetrasyonuna neden olan faktörler raporda şu şekilde açıklanıyor:

1. Artan cihaz sayısı: M2M (makineden makineye) bağlantılar kadar tabletlerin yaygınlaşması, artan mobil telefon ve diğer akıllı cihaz sayısı da bağlantı talebini artırıyor. Rapor, 2016 yılı itibari ile tüm dünyada yaklaşık 18,9 milyar – dünyadaki her bir kişi için yaklaşık 2,5 bağlantı- ağ bağlantısı olacağını ön görüyor. Bu rakam 2011 yılında 10,3 milyardı.

2.  Daha fazla internet kullanıcısı: 2016 yılında dünyada Birleşmiş Milletler’in dünya nüfusu öngörüsünün yüzde 45’ini oluşturan 3,4 milyar internet kullanıcısı olması bekleniyor.

3.  Daha hızlı geniş bant bağlantısı: 2011- 2016 yılları arasında ortalama sabit geniş bant hızının 9 Mbps’den 34 Mbps’ye çıkarak dört katına ulaşması bekleniyor.

4.  Daha fazla video: 2016 yılı itibari ile internette her saniye 1,2 milyon dakikalık video dolaşacak. Bu rakam 833 güne tekabül ediyor.

5.  Wi-Fi büyümesi: 2016 yılında dünyanın yarıdan fazlasının internet trafiğinin Wi-Fi bağlantılardan gelmesi bekleniyor.

MOBİL VERİ TRAFİĞİ 22 KAT ARTACAK, 3 KAT HIZLANACAK
Cisco’nun açıkladığı Görsel Ağ Endeksi Tahmin Raporuna göre Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta ve Batı Avrupa Bölgesi’nde IP trafiği 2011 – 2016 yılları arasında yıllık yüzde 37’lik bir büyüme ile 5 katına çıkacak. Bölgeye ait diğer beklentiler ise şöyle:

• 2016 yılında bölgedeki internet trafiği 2005 yılına göre 87 katına eşit olacak.

• Aynı yılda bölgedeki video trafiği, tüm tüketici interneti trafiğinin yüzde 42’si kadar olacak.  Bu rakam 2011 yılında yüzde 37 olarak belirtiliyordu.

• 2016 yılında Orta ve Batı Avrupa Bölgesi’nde mobil veri trafiği yıllık yüzde 85’lik bir artış göstererek 2011 yılına göre 22 kat artacak ve 3 kat hızlanacak.

• 2016 yılı itibari ile bölgede genişbant bağlantılarının yüzde 83’ü 5 Mbps’den, yüzde 47’si ise 10 Mbps’den hızlı olacak. Bölgede iş amaçlı IP trafiği 2011 – 2016 yılları arasında iki katına çıkacak.

Eğitmenliğe Giden Yolda : Lesson 1 Part 2

2006 Aralık ayında almış olduğum It Essentials eğitimi ile birlikte sıra geldi “Bilişimde Genç Hareket Eğitmen Eğitimi”nin Marmara Bölgesi yakınlarında açılmasını beklemekti ve dile kolay 2010 yılı Şubat ayına kadar azmettim ve başardım.

2010 yılında saydığım ve çok sevdiğim insanlar olan Dinçer YILMAZ, Tarık BEYHAN ve Serdil DEMİR master eğitmenlerim eşliğinde İstanbul Karaköy Habitat Bilişim Akademisi’nde bu eğitmen eğitiminin bir parçası olduk. Onlardan almış olduğum bu bilgi tecrübe aktarımını inanın hiç birşeyle değişmem. Kendilerinden bir kopya yarattıkları için mutlu olmalılar 🙂 (Gerçi hala vejeteryan değilim ama :P) Hepsine ayrı ayrı teşekkür ederim 🙂

Öğretmen nasılsa sınıf da öyledir.
(Alman Atasözü)

          Haydii birde Master Eğitmenlik mi var ? O ne ki ?

Evet. Bu size kısır bir döngü gibi gelebilir ama normal kursiyerleri eğiten bir Eğitmen olduğu gibi; aynı şekilde bir eğitmeni eğiten ve onun kursiyerlere ne şekilde bu bilgileri aktaracağının bilgisini verende bir Master Eğitmen yani Eğitmen Eğiticimiz var. O kadar da karmaşık değil dimi ?

          Eeee sen bu eğitimi 2006 yılında da almıştın? N’oldu ona ?

          O sadece bir tecrübeydi eskide kaldı. Bilgide yıllandıkça ve tekrar edilmedikçe demode olan ve unutulan bir bütünün parçasıdır. Ben buna inanırım. 2010 yılında almış olduğum bu eğitmen eğitimi ile birlikte gerçekten de bir kişiyi eğitebilecek kıvama geldiğimi düşündüm. Yoksa 2. bir kez neden bu eğitimi tekrardan alasınız ki ? Şimdi alınan sertifikaların neden 2 yıl geçerliliği olduğunu eminim daha iyi anlamış ve kavramışsınızdır.

Eğitim esnasında devamlı bir önceki eğitimimle kıyaslama içerisindeydim. Burada eğitmenin rolü ve yaşın önemi çok büyük. Biraz bunlardan bahsetmek isterim.

  • Önceki eğitimimde modüller ve sınavlar ingilizceydi ve yeni eğitmen eğitimimde modüller türkçeydi. Daha iyi öğrenmemi sağladı…
  • Önceki eğitimim normal bir eğitimken; şimdiki eğitimim bir eğitmen eğitimiydi…
  • Önceki eğitimimde bir eğitmenin bilgisiyle pişmişten, bu eğitimimde 3 Master eğitmenin bilgisiyle piştim…
  • Formasyon bilgisini sadece eğitmen eğitiminde aldım.
  • Eğitmen eğitiminde bir konunun ortasında Master eğitmenin “Bakın burada öğrenciler böyle böyle sorular sorabiliyor, hazırlıklı olun” demesine şahit oldum. Bir tecrübe paylaşımını ilk defa ben bu eğitimde yaşadım.

Ve artık eğitmen eğiticisi olmanın hazzını yaşayabilirdim.

Bu projede eğitmen ünvanını almak ve “gönüllü bir şekilde” eğitimleri ulaştırma heyecanı ilk başlarda bir heyecanın ötesine çıkamıyor. Bu sınırı aşmanın tek yolu aksiyon yani bir eğitmen ünvanıyla gönüllü bir şekilde bir katılımcı kitleye bu eğitimleri sabah kalkıp saatlerce anlatmakla başlıyor.

Tamam kabul ediyorum, ilk başlarda ben bile eğitim vermek istemedim. Çünkü 2 kelimeyi nasıl bir araya getirip bunu karşı tarafa aktarmam gerektiği konusunda bilgiye sahip ancak tecrübeye sahip değildim. Olsun! Siz o ilk eğitimi vermeden inanın bu korku hiç bir zaman yenilmiyor. Ağlamayada gerek yokmuş ayrıca hayatının en güzel anıymış 🙂 Gerçekten kem kümde olsa aklınızda bilgi olarak ne kaldıysa hepsini aktarmaya başlıyorsunuz. Ne güzel değil mi ?

Yazımı bu aşamada sonlandırmak istiyorum çünkü bir sonraki yazımda; bu yazının sonunda da anlayacağınız üzere ilk eğitim maceramı anlatacağım sizlere 🙂 Görüşmek Üzere!

Oğuzhan KAYAR

Bilişimde Genç Hareket Projesi Master Eğitmeni

Eğitmenliğe Giden Yolda : Lesson 1 Part 1

Bin düşünüp bir söz söylemenin ne olduğunu bir eğitmen deneyimimi ilk kazandığım zaman birde şimdi blog yazısı yazarken anladım. Ellerim kollarım titriyor anlatamam 🙂 Yazımın geri kalanı “Bilişimde Genç Hareket” deneyimime ilk başladığım andan itibaren yaşadığım tecrübeler ve sonrasından ilk eğitimime başladığım ana kadar sürüp giden bir deneyim paylaşımı olacaktır umarım yararlı olur.

Oğuzhan KAYAR

Hastır ehımm master eğitmen 🙂

          Abi sen nasıl tanıştın teee 2006’da bu eğitime ?

          Evet yıllardan 2006 aylardan Aralık ve ben daha lise 2. sınıftayken teknik lise hocamızın sınıfımıza duyuru yapmasıyla bu işe girişmeye karar verdik. Hatırlamıyorum ama (o kadar geçmiş ki dile kolay 6 yıl 🙂 ) bi Cumartesi günü Yalova’da Karizma İş Merkezi Yalova Yerel Gündem 21 ofisi’nde saat 10:00’da cümbür cemaat bu eğitime katılmak için ekmek kuyruğu gibi dizildik. Projenin ayrıntıları ve Yerel Gündem 21 sürecinin nasıl işlediğine dair bir sunum yapıldı ve sonrasından bu eğitime katılmak isteyen adayların iyi derecede İngilizce bilinmesi şartı olduğu söylendi. Tamam biz onada razıydık nede olsa eğitmenlik bir yana sabah 10:00’da oraya gelmişiz! 😀 Derken Sezai Hazır ve Habitat tayfası içeri girer son ciddiyetiyle… O arada aramızdaki konuşmalar şu yöndedir:

“Abi kapı arkada gitsek iyi olur sanki!?”

          Hepimize ufak bir korku salındıktan sonra saat 11:00’da bir İngilizce sınavı öntestinden geçmemiz istendi ve sınav pozisyonu alındı haaaydi bismillah 😀 Bu sınavı atlattık atlatmasına da saat 13:00’da açıklanacağı haberi hepimizi bozguna uğrattı. Bekle bekle geçmez o zaman 🙂 İçeride ummalı bir çalışma sanarsın ki ÖSYM Optik Form’ları okuyor 😀 Ardından kapıya tutturulan bir kağıt ve 71 ile (sınır 70) derin bir ohh çekip dedikki geçtik… Tabi sonrasından İlhan Abi’mizin (saygı ve sevgilerimle) gençler daha mülakat var çok kalabalığız kazananları sırayla içeri alıcaz demesiyle 2. bir sınav stresi yaşamaya adaydık 😀 Harika geçen bir mülakatın ardından sonunda It Essentials 4.0 eğitimini almaya adaydık 🙂 Buraya kadar süper 😀

          13 madur genç 2 lise hocası ve hocamız Bilal GÜMÜŞ eşliğinde Yalova Aksa Anadolu Teknik Lisesi’nde Bilişimde Genç Hareket projesinin türkiyedeki ilk eğitimini almaya başlamıştık. Vatana millete hayırlı olsun dedik. Kayıt olduk, sınıfa dahil olduk derken… 😦 Modül ingilizceydi =( İşte bunu bana yapmamaları yazımdı =) Eleselerdi bari ? Yok yok elemeselerdi böyle iyi 😀 “5 ay” boyunca haftasonları İstanbul’dan Yalova’ya gelip bu eğitimi veren Bilal GÜMÜŞ hocamıza teşekkür ediyorum tekrardan. Evet 5 ay diyorum çünkü bu ingilizce modül bitmiyor arkadaş =) Sonunda eğitimi CCNA Exploration modülünün yarısında bitirmek zorunda kaldık yoksa bu eğitim 2-3 yıl sürerdi =)

          İşte abi ben böyle tanıştım teee 2006’dan beri bu eğitime 🙂

          Bunu niye anlattım diye sorarsanız aslında bu projenin ne kadar istikrarlı bir yolda başladığını anlatmak, o zamandan bu zamana kadar neyin değiştiğini gerek projedeki değerli eğitmenlerime ve kıymetli kursiyerlere aktarabilmekti amacım. Umarım yararlı olabilmişimdir.

          Bir sonraki yazımda yine bir flashback yapıp daha yakın bir zamana 2010 yılına eğitmen olduğum ilk zamana gideceğim 🙂 Mutlu kalın 😀

Para Bilişim’de!

”Geleceğin meslekleri birebir bilişimle alakalı olacak ve kadın çalışana ihtiyaç var…”

''Para bilişimde!''Dünyanın en büyük ağ teknolojileri şirketlerinden Cisco bilişim sektöründe kadın istihdamını arttırmak için var gücüyle çaba sarf ediyor. Kadın çalışana neden bu denli ihtiyaç duyulduğunu Cisco Türkiye Strateji ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yasemin Yücel Karasu’yla konuştuk.Dünyanın en büyük ağ teknolojileri şirketlerinden Cisco’nun çalışanlarının global olarak yüzde 22’si kadın. Bu oran Cisco Türkiye’de yüzde 25’i buluyor. Cisco kadın istihdamı konusunu önemsiyor. “Bilişimde Kadın Hareketi” adlı bir projeleri bile var.

Projede kadınlara bilişim teknolojileriyle ilgili temel bilgileri anlatıyorlar. Amaç, katılımcıların eğitmen ya da bilişim çalışanı olarak sektörde yola devam etmesini sağlamak.
Yine bilişime dair bilgi eksikliğini gidermek için 2000 yılından beri yürüttükleri bir Networking Academy projeleri var. 33 bin mezunu bulunan akademide katılımcıların yüzde 30′ u kadın. Uluslararası Telekomunikasyon Birliği’yle de 2 yıldır işbirliği içindeler. Bu kapsamda tüm dünyada nisan ayının 4’üncü perşembesi kutlanan “Girls in IT” gününün bu yıl Türkiye ayağını gerçekleştirip Türkiye’deki 35 Cisco ofisinde 13-18 yaş aralığındaki genç kızları ağırladılar…

Bilişim sektöründe kadın çalışana talebin sebeplerini anlatırken, Cisco Türkiye Strateji ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yasemin Yücel Karasu “2015’te Avrupa’da bilişim sektörü için 800 bin kişiye ihtiyaç duyulacak” diyor. “2002’de bu sektörde 2 milyon kişi çalışıyordu. Şimdi rakam 5.5 milyon civarında. 2, 3 sene içinde 700 bin ile 1 milyon kişi daha gerekecek.” Bu insan kaynağı nereden gelecek? Karasu’ya göre kadınları katmazsak iş gücünün yarısını göz ardı etmiş olacağız. Ancak bilişim kadınlara yabancı geldiğinden bunun kendi kendine olması zor. Karasu’nun aktardığı veriler, Türkiye’de cep telefonu alınacaksa önce arkadaşlara, ardından 25-30 yaş arası erkeklere danışıldığını gösteriyor. ‘Erkek teknik işlerden daha iyi anlar. Algı böyle” diyor Karasu.

Avrupa’daki araştırmalar, doktora yapanların yüzde 45’inin kadın olduğunu gösteriyor. Yani kadınların bilim ve teknolojide aslında yapabilecekleri çok şey var. Yine de doğum yapmış kadınlar iş hayatına yüzde 21 oranında geri dönüyor. “Kuzey ülkelerinde bu oran yüzde 83’lerde. Demek ki istediklerinde oluyor” diyor Yasemin Yüzel Karasu. “Sadece doğru yönlendirilmeye ve rol modellerine ihtiyaçları var.”
Karasu’ya göre, teknolojiyi tasarlayanlar erkek olmaya devam ederse, toplumun diğer yarısını yok saymış olacağız. Oysa kadın algısı da işin içine katıldığında teknolojik ürünler daha geniş kitlelerce kullanılabilir. Haydi kadınlar bilişime!

PARA BİLİŞİMDE

Yasemin Yücel Karasu, ABD Çalışma Başkanlığı’nın raporlarına göre geleceğin mesleklerinin birebir bilişimle alakalı olduğunu söylüyor. “Mesela gelecekte ağların güvenliği çok önemli bir sorun haline gelecek. Dolayısıyla siber ağ uzmanlığı yükselen değer” diyor. İkinci önemli meslek, data analistliği. Şirketlerin iyi pazarlama yapabilmeleri için müşterilerinin tek tek profilini çıkarıp o şekilde hizmet sunmaları gerekiyor.(habertürk)

Bilişim Sektörü ve En Gözde Meslekler

Bilgi ve iletişim teknolojileri stratejik sektör olarak önem kazanırken, bilişim uzmanlığı da en gözde mesleklerden biri haline geldi. Birçok kamu kurumu da sözleşmeli bilişim personeli istihdam etmek için kolları sıvadı

Yılda yaklaşık 2 milyon genç, geleceğini garanti altına almak için üniversite sınavına giriyor. Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) gençlere üniversite yerine meslek seçmelerini öneriyor. Kurum, bilişim sektöründeki hızlı gelişmelerin doğurduğu nitelikli insan kaynağı eksikliğini gidermek için bir dizi proje yürütüyor. Bilgiyi, teknoloji ve insanları birlikte yönetebilecek bireylere olan ihtiyaçtaki artış, yeni iş sahaları yaratıyor. Gelişen teknolojiyle bilgisayar mühendisliği, yazılım ve veritabanı uzmanı, proje yönetmeni, iş analisti, siber teknoloji mühendisliği, sanal market işletmeciliği gibi bilişim meslekleri de gençlerin gözdesi olmuş durumda…

Gözde 50 meslek

Computerworld Dergisi’nin yaptığı araştırmaya göre, bilişim sektöründeki bilgisayar işletmeninden yazılım uzmanlığına kadar uzanan geniş yelpazede 50’ye yakın meslek 2012 ve yakın geleceğin gözde meslekleri olacak. Bunların başında da programcı ve uygulama geliştirme uzmanları geliyor. Web uygulaması geliştiriciliği, şirketlerin kullanıcı deneyimini geliştirmeye verdiği önemi artırmasıyla çok güçlü talep görülüyor.

Bilişimci aranıyor!

Rekabetçi ve küresel ekonomideki gelişmeye paralel olarak özel sektör gibi kamu kurum ve kuruluşlarının da bilişim personeli ihtiyacı da hızla artıyor. Son dönemde özellikle sözleşmeli bilişim personeli ilanları dikkat çekiyor. Bu alanda çalışacak adaylarda aranan nitelik ve personel seçimine ilişkin kriterlerdeki değişim de göze çarpıyor.

Kamuda kriterler değişti

Maliye Bakanlığı’nın “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Büyük Ölçekli Bilgi İşlem Birimlerinde Sözleşmeli Bilişim Personeli İstihdamına İlişkin Yönetmelik” geçen hafta yürürlüğe girdi. Buna göre, başvuran adaylarda kamudaki ücret tavanı iki katını geçemeyecekler için yazılım, yazılım tasarımı ve geliştirilmesi ile bu sürecin yönetimi veya büyük ölçekli ağ sistemlerinin kurulumu ve yönetimi konusunda en az üç yıllık, diğerleri için beş yıllık tecrübe şartı aranacak. Bu arada, yönetmeliğin personel seçimine ilişkin maddesinde de değişiklik yapılarak, adayların sıralaması yapılırken KPSS puanının “yüzde 70’i”, yabancı dil puanının da “yüzde 30″unun toplamının esas alınacağı hükme bağlandı.

Dört yıllık eğitim

Yönetim bilişim sistemleri konusunda uzman ve tecrübeli personele talep artarken, lisans programları da önem kazanıyor. Bu programlar, bilgisayar ve network teknolojileri, veritabanı, teknoloji trendleri, ekonomi, e-ticaret ve yazılım projelerinin yönetimi konularında yoğun bilgi sağlayacak biçimde tasarlanıyor. Öğrencilere ayrıca, pazarlama, yönetim ve organizasyon, finans, istatistik, karar alma teknikleri gibi alanlarda ek bilgiler de veriliyor. Dört yıl olan eğitim süresinde, işletme, iktisat, matematik, istatistik, yöneylem ve bilgisayar, bilişim sistemleri ve teknolojisi dersleri alınıyor. Bu programdan mezun olanlar, ileri düzeyde edindikleri yönetim bilgileriyle, sürekli gelişme gösteren ticaret ve iş hayatında önemli bir avantaj elde ediyor.

Kariyer yolu açılıyor
Enformasyon teknolojilerinin hemen hemen bütün iş kollarında önemli yer alması nedeniyle bu alanda uzmanlaşanlar kariyer merdivenini hızla tırmanabiliyor. Özellikle e-ticaret, karar alma sistemleri, yazılım geliştirme ve bu gibi alanlardaki ihtiyacı en doğru şekilde karşılayabiliyor. Eğitimini tamamlayanlar, bilgi işlem merkezleri, sistem geliştirme bölümleri, yazılım evleri ve danışmanlık şirketlerinde,sistem analisti ve tasarımcısı, programcı, proje yöneticisi, IT uzmanı, satış ve pazarlama yetkilisi, insan kaynakları uzmanı gibi pozisyonlarda çalışabiliyor.

Proje yönetme dönemi
Akıllı telefonlar, iphone ve tablet PC aracılığıyla müşterilerin uygulama programlarına erişimini geliştirebilmek için mobil teknolojilerde ciddi efor sarf edilebilmesi gerekiyor. “Proje yönetim uzmanlığı, teknik destek elemanı, ağ teknolojileri elemanı, iş zekası uzmanı, veri merkezi elemanı, web uzmanı, güvenlik uzmanı, telekomünikasyon uzmanı” da gençlerin ilgi gösterdiği bilişim meslekleri arasında yer alıyor.

http://www.isteinsan.com.tr/isteinsan_gazete/83111.html

Kadınlara İlham Kaynağı Teknoloji

“Bilişimde Kızlar Günü” etkinlikleri kapsamında Cisco Türkiye ofisi de Şehit Öğretmen Ahmet Onay İlkokulu’ndan 27 kız öğrenciyi ağırladı.

Cisco’nun “Bilişimde Kızlar Günü” kapsamında Türkiye’de düzenlediği etkinlikte kız öğrenciler hem teknoloji sektörü ile yakından tanışma hem de Cisco TelePresence sayesinde Hollandalı yaşıtları ile renkli bir deneyim paylaşma şansı buldular.

Uluslararası Telekomünikasyon Birliği’nin (ITU) inisiyatifi ile her yıl Nisan ayının dördüncü Perşembe günü gerçekleştirilen “Bilişimde Kızlar Günü” etkinlikleri kapsamında Cisco Türkiye ofisi de Şehit Öğretmen Ahmet Onay İlkokulu’ndan 27 kız öğrenciyi ağırladı.
Etkinlik için Cisco ofisine gelen kız öğrenciler Cisco ve teknolojileri hakkında bilgi aldıktan sonra Cisco Türkiye Genel Müdürü Ümit Cinali ve Cisco’nun üst düzey kadın yöneticileri ile sohbet ettiler.

Etkinliğin son bölümünde kız öğrenciler Cisco TelePresence sistemi ile Amsterdam’daki yaşıtları ile gerçekleştirdikleri konferans görüşme ile teknolojinin sağladığı fırsatları ve insan hayatında yarattığı farkı keşfettiler. Cisco TelePresence odasında karşılarında Amsterdamlı genç kızları gören öğrenciler önce şaşkınlıklarını gizleyemediler. Ancak kısa zamanda kaynaşan gençler İngilizce olarak birbirleri ile günlük hayatları ile ilgili sohbet etmeye başladılar.

“Bilişimde Kızlar Günü” kapsamında Cisco’nun üst düzey kadın yöneticilerinin kariyer hikayelerini dinleme ve onlara sorularını yöneltme şansı bulan kız öğrenciler; Cisco Servis Satış Müdürü Ahu Ersoy Tunç, Cisco Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Işıl Hasdemir, Cisco Strateji ve İş Geliştirmeden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yasemin Yücel Karasu ve Servis Sağlayıcılar Birimi Genel Müdür Yardımcısı Pınar Aybar Öner’den öğrencilik hayatı ve kariyer seçimleri ile ilgili öneriler aldılar.
Yöneticiler kız öğrencilerle gerçekleştirdikleri sohbette, kadınların ekonomik bağımsızlıklarını kazanmaları ve kendi ayakları üzerinde durmaları için eğitimin öneminin altını çizdiler. Kendi hayatlarından da örnekler vererek gençlere hayallerinin peşinden gitmelerini ve ihtiyaçları olan donanıma sahip olmak için çok çalışmalarını tavsiye eden yöneticiler ayrıca kariyerlerini çizerken teknolojinin onlara ilham kaynağı olacağına inandıklarını ifade ettiler. Teknolojinin artık hayatımızın her alanına dokunduğunu, sürekli değişim halinde olduğunu aktaran başarılı bilişimciler kadınların değişime çok daha hızlı adapte oldukları için bu sektörde başarılı olacaklarına inandıklarını belirttiler.

Konu ile ilgili açıklama yapan Cisco Türkiye Genel Müdürü Ümit Cinali, Türkiye’nin tüm dünyadaki Cisco ofisleri arasında en çok kadın çalışana sahip ofis olduğunu belirtti ve “Bilişim sektöründe daha çok kadının çalışması gerektiğine inanıyorum. 30 yıl önce Amerika Birleşik Devletleri’ne mühendislik okumaya gittiğimde bölümlerdeki kız öğrenci oranı yüzde sekizdi. Bugün ise bu yüzde 50’lere ulaştı. Kadınların sektörlerde erkekler kadar yer alması ülkelerin gelişmişliğinin göstergesi” dedi. Konuşmasında artık bilişim sektöründe önemli olanın “hangi teknoloji” değil, “hangi uygulama “ ve “bu uygulama hangi sorunu çözecek” soruları olduğunun altını çizen Cinali, yeni nesillerin bu sorulara çok daha iyi yanıtlar bulacaklarına inandığını ifade etti.

Cisco, 2 yıldır ITU’nun organize ettiği “Uluslararası Bilişimde Kızlar Günü”ne tüm dünyadaki 30 ofisi ile katılıyor.

Bilişimde Genç Hareket

Bilişimde Genç Hareket: Bilişim hiç bu kadar “gönüllü” olmamıştı!

Bilişimde Genç Hareket, 2006 yılından bu yana Cisco Networking Akademisi, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği ortaklığında gerçekleştirilen bir sosyal sorumluluk projesidir. Projenin amacı, gençleri bilişim ve ağ teknolojileri alanında eğiterek, onları yarının dünyasına hazırlamak ve Türkiye’nin farklı şehirlerinden yüzlerce genci, bilgi temelli toplumun ve ekonominin bir parçası haline getirirken gönüllülük ilkesi ile toplumsal bilinç kazanmalarını sağlamaktır.

Türkiye nüfusunun  %18’i 15-24 yaş grubu arasında gençlerden oluşuyor. Demografik profil ve işsizlik verileri de hesaba katıldığında Türkiye gençliği, özellikle de ekonomik olarak dezavantajlılar ve işsizler yurt dışındaki yaşıtlarının faydalandığı imkanlardan yararlanamıyorlar. Bunun yanında bilişim, dünyanın en hızlı gelişen sektörü olarak süratle büyümeye devam etmekte. Türkiye’de bilişim sektörü 2009 yılını 27,5 Milyon dolar ile kapatmıştı ve 2010 için %8’lik büyüme beklendi. Bu büyüme bilişim sektöründe çalışacak profesyonel iş gücü açığını da beraberinde getirmektedir.

Bilişimde Genç Hareket kapsamında gençler, bilişim ve ağ teknolojileri alanında eğitim alarak, hem kendi bölgelerine hem de böylece ülke ekonomisine katkıda bulunacak şekilde yetiştirilmektedir. Ülke genelinde 16-26 yaş arasında, sosyo-ekonomik olarak dezavantajlı dediğimiz gençler gönüllü eğitmen olmak için seçilmekte ve Cisco Networking Akademisi kapsamında bilişim eğitimi almaktadır. Gönüllü eğitmenler daha sonra kendi illerinde yine imkanı olmayan gençlere bu eğitimi ücretsiz olarak sağlamaktadır. Bunu yaparken gençlerin kendi inisiyatiflerini oluşturmaları özendirilmektedir. Böylelikle Cisco Networking Akademisi eğitimleri gençlere gençler tarafından, ücretsiz olarak ulaştırılır. Bilişimde Genç Hareket teknoloji, bilişim, sosyal sorumluluk ve gönüllülüğü bir araya getiren bir projedir.

Gönüllülük ilkesi, projenin en önemli gücüdür. Gönüllü eğitmenler kişisel gelişmelerine katkıda bulunur, iş deneyimi kazanırlarken,  sosyal sorumluluk gereği kendi şehirlerindeki gençlere destek olup, ülkenin gelişmesine aktif olarak katkıda bulunurlar.

“Çünkü öğrenmenin en etkili yolu, öğretmektir.”

BGH Proje ortakları projeye değişik boyutlarda katkı sağlarlar. Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği’nin 40.000’den fazla gençten oluşan iletişim ağı, gönüllüleri ve proje yöneticisi ile projeye katkı sağlarken; UNDP de, bünyesinde istihdam ettiği Birleşmiş Milletler Gönüllüsü (UNV) ile projeye tam zamanlı destek sağlar. Cisco Systems  proje için Networking Akademisi Programını ücretsiz olarak açar ve her türlü materyalle destek verir. İstanbul Teknik Üniversitesi Bilgi İşlem Merkezi, Cisco tarafından yetkilendirilmiş Eğitim Merkezi olarak projenin teknik ihtiyaçlarını ve eğitmen eğitimlerine verirken projeye her türlü desteği teknik de sağlamaktadır.

Proje kapsamında ilk etapta Bilişim Teknolojisin Temelleri (IT Essentials) eğitimi verilmekte. Ağustos 2010 itibariyle de CCNA 1 ve 2 (CCNA Keşif ve Gözlem) eğitimlerine başlanmış durumda. Gençlere bu eğitimleri götürürken gönüllüler olarak bu eğitimlerin neden çok önemli olduklarını açıklamaya çalışmaktayız. Zira gözlemlediğimiz üzere ülke genelinde ağ ve bilişim teknolojileri konusunda gençler de dahil genel bir bilgi eksikliği var.

Bilişimde Genç Hareket projesini, daha önce gerçekleştirilmiş diğer projelerden ayıran, farklılaştıran ve özelleştiren şey mevcut birçok projenin ötesinde, gençleri sadece bilişim konusunda bilgilendirmek değil, aynı zamanda onlara bir meslek kazandırmaya ve küresel rekabet koşullarında güçlendirmeyi hedefleyerek planlanmış olmasıdır. Gönüllü eğitmenler sadece ITE’de bile 70 saatlik bir eğitim vermeyi kendileri taahhüt ettiklerinden kişisel bilinç ve toplum bilinci için etkileri de tartışmasız son derece önemlidir.

Bugüne kadar 2300’den fazla mezun vermiş, 25 şehirde 73 aktif eğitmeniyle devam eden Bilişimde Genç Hareket projesini, daha da geliştirmek ve kalıcı kılmak için çalışıyoruz. Bunun için BGH’ın toplumda tanınırlığını arttırmak, başarısını anlatma ve gençlerin harekete katılımını özendirmek için değişik aktiviteler yapıyoruz. Diğer taraftan yurt dışında da projenin uygulanabilmesi için deneyimlerimizi başka ülkelerle paylaşırken, onlara bu süreç içinde yardımcı olmaya çalışıyoruz. Diğer bir taraftan ise, sadece ITE seviyesinde olan eğitimlerimizi CCNA düzeyine çıkartıp eğitimlerimizi geliştirmeye çalışıyoruz. Bir yandan da sektör uzmanları ile birlikte eğitmenlerimize webinar ve seminarlar düzenleyerek vizyon kazandırmak ve global ve sektörel gelişmelerden sürekli haberdar etmek için uğraşıyoruz.

Daha fazla bilgi almak veya Bilişimde Genç Hareket’e bir şekilde katkı sağlamak için bizimle irtibata geçebilir veya www.bilisimdegenchareket.com sitemizi ziyaret edebilirsiniz. Yaşıtlarının, yaşadıkları yerin ve son tahlilde ülkenin gelişimi için çalışan gönüllü gençlerin hevesine tanık olun.  Gelin ve kendiniz görün; küçük bir kıvılcım nasıl kocaman bir ateşe dönüyor.