Cisco Systems Türkiye Sistem Mühendisi Fuat Kılıç ile röportajımız

Bilişim sektöründe bir kariyer planlaması yaparken, başvuru yapacak olan kişilerde hangi özelliklerin önemli olduğunu düşünüyorsunuz?

Bilişim sektörü o kadar geniş ve büyük bir sektör ki çok değişik çalışma alanları ve pozisyonlar vaat ediyor bizlere. Bence Bilişimde Genç Hareket projesindeki gönüllü eğitmenler, bu alandaki kariyerlerine en iyi noktadan başlıyorlar. Mottonuzda olduğu gibi, bir şeyi öğrenmenin en iyi yolunun, öğretmekten geçtiğini ben de bizzat yaşadım ve anladım. CNAP akademisine, değişik yerlerde staj yaparken kayıt oldum. Laboratuarlarda eğitmenlere asistan olarak yardımcı oldum ve daha sonra aldığım eğitimleri diğerlerine verdim (birkaç kur İTÜ’de ve daha sonrasında yakın çevreme). Bilişim sektörü kişi ve karakter yapısı olarak insanları sürekli öğrenmeye açık olmaya teşvik ediyor ve şahsen bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Öğrendiklerinizi başkalarına öğretirken mutlaka bir bilgi pekiştirmesi oluyor ve eksik olduğunuz konularda sizi daha iyi öğrenmeye teşvik ediyor.

Çeşitli NetAcad eğitimlerine katıldıktan ve sertifikasyon sağladıktan sonra, arkadaşlarımızın bilişim sektörü içinde çalışabileceği üç farklı alan var: firmaların IT departmanlarında, IT firmalarına sistem entegratörlüğü veren şirketlerde (IBM ya da Koç sistem gibi) veya üretici firmalarda (Cisco gibi) çalışılabilir. Dünyada ağ dili ortaktır ve bu kursu bitiren kişiler, tüm bu yerlerde çalışabilecek düzeye geliyorlar. Her bir yerde çalışmanın ayrı bir zevki ve değişik sorumlulukları bulunuyor.

Mesela farklı farklı pozisyonlar var. Her pozisyonunsa kendine göre birincil ihtiyaçları var. Eğer bir firmanın ‘destek’ fonksiyonlarında çalışılacak ise, kişinin uygulama becerilerinin iyi olması ve CCNA ve CCNP kurslarındaki bilgilere hakim olması gerekli. Çünkü hem sistemin kendisini hem de ürünlerin özelliklerini iyi bilinmesi gerekiyor. Eğer bir firmanın ‘satış temsilcisi’ olmak istiyorlarsa, sorun çözebilme ve sunum tekniklerinin çok önemli olduğunu söyleyebilirim. IT sektöründe satış temsilcisinin dahi karşısında muhatap olduğu insanlar, teknik detaylara hakim oluyorlar. Dolayısıyla hiçbir şey bilmeyen ya da bildiğini aktaramayan bir çalışanın bir ürünü satması mümkün değil. Bu alanda, teknik bilgiye sahip satışçı arkadaşların ihtiyacı çok çekiliyor.

Dünyada kadınların bilişim sektörüne olan ilgisinin ve bu alanda çalışma yetisinin arttırılması hedefleniyor. Fakat kadınların genel görüşleri, bu alanın çok ‘sıkıcı’ ve daha çok ‘erkek işi’ olduğu gibi yanlış kanılara dayanıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Bilişim sektöründe her insan tipine, her karaktere uygun meslekler olduğuna inanıyorum. Bu sadece Cisco için geçerli değil. İşe teknik taraftan başlayıp diğer pozisyon ya da alanlara geçişin kolay olduğunu görüyorum. Sektörün talep ettiği işlerinse ‘sıkıcı’ olduğu kanısını kesinlikle paylaşmıyorum. Çünkü yaptığımız işlerde sürekli bir öğrenme sürecimiz var, hatta öğrenmekten bıktığımız zamanlar bile oluyor. (gülüyor)

IT sektörü hayatımızın o kadar içindeki. Artık telefonumuzda internetin olmadığını düşünemiyoruz, benzer şekilde firmalarda da böyle. Değil bu tür bağlantıların kesilmesi, anlık bir ağın kaybolması bile firmalara çok ciddi paralar ve repütasyon kaybına yol açıyor. Dolayısıyla IT sektörü, çok kritik önemde bir alan. Sektörün bu öneme sahip olması, insanlarda ‘baskı’ ya da ‘zorluk’ kanısı yaratabilir ancak bugün bu neredeyse tüm meslekler için geçerli. Dolayısıyla sadece IT sektörüne özel bir ‘sıkıcı’lık ya da ‘zor’luk fikrinin olduğunu ben paylaşmıyorum.

IT sektöründe ve özellikle ağ tarafında bir kariyer planlamasına doğru gidiliyor. Bunun diğer sektör ya da çalışma alanlarına göre farklılıkları ya da benzerlikleri nelerdir?

Network kadar kritik bir sektörde çalışırken, daimilik önemli. Müşteri ihtiyaçlarına odaklı çalışıldığı için, izin günlerimizin buna göre planlanması gerekiyor çünkü ofiste ve sahada sürekli aktif bir iş gücüne ihtiyaç bulunuyor. Nasıl bir şubenin çalışmaması bir banka için çok önemli para ve değer kaybı yaratabilecek güçtüyse, bu IT sektörü için de böyle. Ancak kişisel olarak yaptığımız işin tatmin duygusu yarattığını söyleyebilirim. Hem maddi olarak hem de iş tatmini açısından çevremdeki insanları IT sektöründe bir kariyer planlamasına yönlendiriyorum.

İnsan kaynağı açısından, IT sektörü nasıl bir insan yapısına ihtiyaç duyuyor? Dünyadaki durumla karşılaştırdığımızda, Türkiye’de durum ya da nitelik ayrışması var mıdır?

İnsanları tek bir kalıba sokmayı istemem. Fakat genel olarak sektörün ihtiyaç duyduğu karakter yapısı, kendini işine veren, sunum tekniklerini iyi bilen, esnek zamanlı çalışabilecek ve kesinlikle iş ve özel hayat dengesini düzgün bir şekilde yapabilecek kişilerdir. Genel olarak bakacak olursak, sektörün bu alanda talep ettiği karakter nitelikleri büyük şirketlerde çalışan kişilerden çok da farklı değil.

Ancak Türkiye’de IT sektöründe duyulan en büyük ihtiyaç, bir alanda uzmanlaşmayı sağlamaktır. (CCNA bu işin temelidir, CCNP ise bunun devamını sağlar.) Aslında CNAP kurs porfolyösunden de görülebileceği gibi, dünyada ve Türkiye’de çok değişik ve çeşitli uzmanlık alanları açılıyor ve CNAP bunları eğitim içeriklerine yansıtıyor. Bugün bile ben ‘security’ ya da ‘wireless’ eğitimini alıp almama açmazına düşebiliyorum. Halihazırda neye ihtiyacım varsa, hangi bilginin eksikliğini duyuyorsam ona çalışıyor ve uzmanlaşıyorum. Bizim burada (Cisco) gerçekten sadece konusunda uzmanlaşmış, alanında müşterinin ve çalıştığı yerin ihtiyaçlarını giderebilecek kişilere ihtiyacımız var. Her şeyi bilip, hiçbir konuya tam olarak hakim olamayan kişiler sektör açısından önemli bir sıkıntı yaratıyor. CCNA’de gördüğümüz temel bilgilere (routers, switch) ve bu alanlardaki bilgi birikimine herkesin ihtiyacı var ancak bunlara ilaveten kesinlikle değişik bir alanda uzmanlaşmanın önemli olduğunu düşünüyorum.

Peki, şu anda sektörün talep ettiği ya da sizin öngördüğünüz, gelecekte kritik öneme sahip olacağını düşündüğünüz yoğunlaşılması gereken bir uzmanlık dalı var mıdır?

Şu anda her uzmanlık alanında önemli bir ihtiyaç ve fırsat olduğuna inanıyorum. Genel olarak baktığımızda, bunları şu ana başlıklara ayırabiliriz: wireless, security, video, voice ve datacenter.

Wireless tarafından başlarsak, öneminin günden güne arttığını görüyoruz. Sadece dizüstü bilgisayarlarımızda değil ama her yerde buna ihtiyacımız var. Operasyonel teknolojiler wireless teknolojilerine doğru kayıyor. Evimizdeki kameralar, diskler vb. sürekli olarak wireless teknoloji kullanımını gerektirir hale geliyor. Dolayısıyla ağ bağlantılarının kullanım sıklığı ve önemi gitgide artar durumda. Yeni uygulamalar arttıkça, kullanıcılar ve firmalar tarafından yeni talepler geldikçe, wireless tarafında ciddi açılımlar olacak ve Türkiye’de bu açıdan çok büyük potansiyel mevcut.

Ses tarafına bakacak olursak, Voice over IP sistemlerinin artık belli bir noktaya geldiğini ve hemen hemen tüm kurumların artık ses trafiklerini IPler üzerinden taşıdığını görmekteyiz. Video’ysa artık yeni bir ‘ses’ haline geldi. Şirketlerde çok ciddi bir kullanım aracı ve bir bakıma dışarıya bakan yüzleri haline geldi. Mesela bir banka şubesini düşünelim. Gelecekte konu uzmanları, her bankada fiziksel olarak bulunmayacak. Onun yerine fiziksel bir video seti olacak, yaşanılan sıkıntılar veya destek alınmak istenen konularda bu video seti aracılığıyla konunun uzmanına bağlanılacak ve sorunlar bu şekilde giderilmeye başlanılacak.

Security kısmına bakarsak, günümüzde Anonymous, Redhack, Wikileaks vs gibi gruplar çoğalmaya başladı ve bu, şirketler açısından çok büyük bir güvenlik tehdidi yaratıyor. Bu riskler ve güvenlik tehditleri yalnızca şirketlere dışarıdan değil, içeriden de geliyor- mesela, bilgilerin kaybedilmesi gibi endişeler şirketler açısından çok yaygın hale geldi. Tüm bu bilgiler, ‘ağ’lar üzerinden yürüdüğü için ‘security’ hiçbir zaman popülerliğini kaybetmeyecek bir konu. Yeni nesil güvenlik trendiyse, ‘görünürlülük’ – yani kurumlar tarafından şöyle endişeler mevcut: ‘benim kullanıcım nereye ulaştı, ben ona ne kadar bant genişliği verdim’ vs gibi kullanıcının her yaptığına hakim olmak kaygısı zirveye çıktı.

Son olarak ‘datacenter’ tarafına bakacak olursak, server alanında ciddi gelişmeler oldu ve yeni nesil cloud sistemleri alanında önemli gelişmeler yaşanıyor. Storage network ve IP network alanlarında yeni trendler sürekli olarak gelişmeye devam ediyor ve bunlar da gelecekte son derece önemli olacaklar.

Dolayısıyla, önemli olan IT sektöründe herhangi bir uzmanlık alanı belirlemek… Çünkü her konunun ayrı bir yolu var. Yeter ki sektörün kendisinin ve sunduğu değişik çalışma alanlarının geleceğini yakından takip etsin arkadaşlarımız. Belli bir uzmanlaşmayı gerçekleştirdikten sonra her uzmanlık alanında bir kariyer kapısı olduğunu görüyorum.

Ağ teknolojisinde bir kariyer planlaması yapılması son derece önemli; bunun nedeni ise, her ne kadar IT sektöründeki diğer meslek alanlarına nazaran daha görünmeyen kısımda yer alsa da, ağ teknolojileri IT sektöründeki en kritik alandır.

Son olarak, sektördeki diğer çalışma alanlarıyla kıyasladığımızda neden ağ teknolojisi üzerine bir kariyer planlaması yapmalıyız? Sizi bu alanda çalışmaya iten faktörler nelerdi?

Bunu irdelemek için ağ teknolojilerinin ülkemizde olduğu noktayı konuşmakta fayda görüyorum. Avrupa’da gayri safi milli hasılası yüksek ülkelere baktığımızda ve Türkiye gibi büyüme gösteren ekonomileri incelediğimizde, bu ülkelerin ve şirketlerin IT alanında çok ciddi yatırımlar yaptığını görüyoruz. Bunun en temel sebebiyse, ağ teknolojilerinin ekonomiler için ciddi bir rekabet gücü sağlaması. Türkiye’ye baktığımızdaysa, ağ tarafının halen doyuma ulaşması uzak bir noktada olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ağ teknolojilerinde halen daha gidecek uzun bir yolumuz var; bu da bu konuda uzmanlaşacak olan insanlara çok büyük ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Ciddi bir kariyer potansiyeli ve eleman ihtiyacı var. Bu anlamda, arkadaşlarımızın kendilerini geliştirmeleri gerekiyor. Sertifikasyon bunun bir parçası, ancak tabiî ki de tek başına yeterli değil. Belgeleri alıp bir köşede oturmamak gerekiyor; sürekli kendimizi dört koldan geliştirmek, uygulamalı pratikler yapmak lazım. Sorun çözmeyi öğrenmek, laboratuar ortamlarını tanımak son derece önemli ve bu da işimizin en zevkli noktalarından biri. Bu alanda kariyer yapmayı düşünen arkadaşlarımızın mütevazi olup, çeşitli staj, part-time iş tecrübeleri vs gibi tecrübeler elde etmesi gerekli. Tüm bunları yaparken bir yandan sertifikasyon ve sürekli kendini geliştirmenin ihmal edilmemesi gerekiyor. Başarıya giden kolay hiçbir yol yok, sürekli çalışmak ve kişisel gelişiminize yatırım yapmanız son derece önemli.